Proje Nimbus nedir?

İsrail, Amazon, Google ve YouTube ile 1.2 milyar dolarlık bir sözleşme imzaladı. Buna Proje Nimbus deniyor; bu, İsrail’in hükümeti ve askeri için bulut altyapısı ve yapay zeka sistemleri inşa etmek amacıyla yapılan büyük bir anlaşma. Kağıt üzerinde proje, modernleşme ile ilgili. Yetkililer, bunun eğitim, sağlık ve finans alanlarını iyileştireceğini, ülkeyi dijital geleceğe taşımak için bir yol olduğunu söylüyor. Ancak resmi anlatının arkasında karanlık bir gerçek var. Sızdırılan belgeler ve iç kaynakların raporları, Nimbus’un gözetim sistemlerini, yüz tanıma teknolojisini ve askeri hedefleme için kullanılan veri analizlerini güçlendirebileceğine işaret ediyor. Dünyanın dört bir yanında protestolar patlak verdi. Binlerce öğrenci ve işçi buna karşı ses yükseltti. Google ve Amazon’da bazı çalışanlar, savaş araçlarının inşasında yer almak istemediklerini belirterek istifa etti. Aktivistler, denetim ve etik kullanım vaatlerinin boş olduğunu söylüyorlar. Sistem çalışmaya başladığında, reklam edilenlerden çok daha güçlü bir şeye dönüşebilir. Soru basit: Proje Nimbus sadece bir hükümet yükseltmesi mi, yoksa büyük teknolojinin artık savaşın geleceğini yazdığına dair bir kanıt mı?

“Bu proje gerçekten sadece bir devletin dijital dönüşümü müdür, yoksa teknoloji firmaları artık savaşın çehresini mi yazıyor?”.


Proje Nimbus’un Temel Gerçekleri & Açık Bilgiler

Aşağıda projektin kamuya açık ve gazetecilik kaynaklarına dayanan özellikleri:

Ne olduğu, kapsamı ve taahhütleri:

  • Proje Nimbus, İsrail devleti ve askeri kurumları için bulut altyapısı, veritabanları, yapay zeka ve makine öğrenmesi hizmetleri sunmayı hedefleyen yaklaşık 1,2 milyar dolarlık bir anlaşmadır. (Vikipedi)
  • Sözleşme, İsrail’in hükümeti, savunma organları, kamu kurumları ve diğer devlet birimleri arasında “çapraz iş yükleri” (workloads) sunmayı içeriyor. (Vikipedi)
  • Taahhüt edilen uygulamalar kamu alanlarına yöneliktir: sağlık, eğitim, finans, ulaşım gibi devlet işlevleri. (Vikipedi)
  • Google ve Amazon’un resmi söylemleri, Nimbus kapsamında “yüksek derecede gizli, askeri veya istihbaratla ilgili işler”in yer almadığını iddia eder. (Al Jazeera)
  • Ancak sözleşmede bazı “özel koşullar / uyarlanmış hizmet şartları (Adjusted Terms of Service)” kullanıldığı, yani genel Google/Amazon kullanım şartlarından farklı hükümlerin geçerli olduğu belgelerce ortaya çıkarılmış durumda. (Abolitionist Law Center)
  • Sözleşme şartları, şirketlerin Nimbus ile bağlantılı hizmetleri feshetme (veya sözleşmeden çekilme) seçeneklerini sınırlandırıyor gibi görünüyor. Örneğin, İsrail hükümetine “belirli kurumları hizmetten mahrum bırakamama” yükümlülüğü verildiği iddiaları var. (Vikipedi)
  • Basında çıkan haberlere göre, bazı devlet kurumları — örneğin devlet silah şirketleri — Nimbus üzerinden hizmet alma “zorunluluğu”na sahipler. (WIRED)
  • İsrail ordusundaki bazı üst düzey yetkililer, Nimbus’la gelen bulut/AI teknolojisinin savaş operasyonlarını daha etkin hale getirdiğini, daha fazla veri işleme, görüntü tanıma, hedefleme gibi avantajlar sağladığını açıkça dile getiriyor. (Business & Human Rights Resource Centre)
  • Teknoloji şirketlerinin (özellikle Google içinden) belgeleri ve hukuki analizler, Nimbus projesinin potansiyel insan hakları risklerini, askeri/savunma kullanımlarını ve etik sınırlarını sorguluyor. (Abolitionist Law Center)
  • Projeye karşı “No Tech for Apartheid” adlı bir kampanya kurulmuş durumda; teknoloji çalışanları ve insan hakları örgütleri projeye karşı çıkıyor. (Vikipedi)
  • Proje ile ilgili protestolar, işçi muhalefeti, çalışanların şirkete karşı etik sorular yöneltmesi, bazı işten atmalar gibi gelişmeler yaşanmış durumda. (Business & Human Rights Resource Centre)
  • Dahası, Birleşmiş Milletler’in bazı raporlarında teknoloji firmalarının Nimbus gibi projelerle İsrail’e erişim sağlamalarının Gazze’deki şiddet ve insan hakları ihlallerine altyapı sağladığı iddia ediliyor. (Novara Media)

Bu bilgiler ışığında, Nimbus’un “sadece bir dijital dönüşüm projesi” olma iddiası ile “askeri/gözetim uygulamaları için bir altyapı” olma iddiası arasında çetin bir gerilim var. Aşağıda bu iki uç görüşün güçlü ve zayıf yönlerini tartalım.


Öne Sürülen Argümanlar & Karşı Argümanlar

Aşağıda, Nimbus’u “sıradan devlet altyapısı” olarak gören görüş ile “teknoloji şirketleri artık savaşın şekillenmesinde doğrudan rol oynuyor” görüşünün çarpıştığı noktalar:

ArgümanGüçlü YanlarıZayıf Yanları / Sorulan Noktalar
Nimbus sade devlet modernizasyonu• Eğitim, sağlık, maliye gibi alanlarda bulut altyapısı devlet işleyişini hızlandırabilir.• Yazılım ve veri teknolojileri modern devletin olmazsa olmazıdır; geç kalmak risklidir.• Google / Amazon gibi firmalar, “askeri işler yok” şeklinde garantiler veriyor.• Nimbus’un sınırları — “çok gizli askeri işler içermez” demek — bir savunma olabilir.• Resmi söylemler ile uygulama arasındaki fark belirsizlik yaratır. • “Uyarlanmış şartlar” (Adjusted Terms) gibi hususlar, normal sözleşmelere kıyasla daha az şeffaflığa açar. • Sözleşmede hükümet kurumları arasında ayrım yapılamaması (özellikle savunma kurumları hariç tutulamaması) bir risktir.• İddialar, Orion gibi askeri teknoloji bileşenlerinin Nimbus altyapısını kullanabileceği yönünde. • Ordunun bazı unsurlarının Nimbus’u “silah platformu” benzeri bir varlıkla entegre ettiğine dair açıklamaları var.
Nimbus, büyük teknolojinin savaşta doğrudan rol oynadığının göstergesi• Ordu komutanlarının bulut / AI altyapısının savaş operasyonlarını optimize ettiğini açıkça söylemeleri güçlü kanıt.• Sözleşmedeki “zorunlu müşterilik” ve fesih engelleri, teknoloji firmasına çıkar sağlarken kullanım sınırlarını esnetir.• İç belgeler, Google’ın sözleşmeyi imzalamadan önce insan hakları riskleri konusunda uyarıldığını gösteriyor. (The Verge)• Gazze’de yürütülen operasyonlarda AWS ve Google hizmetlerinin kullanıldığına dair emniyet belgeleri ve askeri sunumlar sızdırıldı. (Business & Human Rights Resource Centre)• Activist ve teknoloji çalışanlarının yoğun itirazları, şirketlerin söylemleri ile fiili uygulama arasında bir çatlak olduğuna işaret ediyor. • BM raporları teknoloji şirketlerini “ortak sorumluluk” kapsamında gözlemliyor. (Novara Media)• Teknoloji şirketleri, askeri sistemler için kullanılan her altyapıyı doğrudan sorumlu tutmaya hazır değil.• Bulut / AI altyapısı tek başına silah üretmez; kullanım niyeti, uygulama yazılımları ve komuta zincirleri önemlidir.• Kanıtlar (sızmalar, belgeler) hâlâ dolaylı — kesin “bu kod şöyle doğrudan bombalama işlevi gördü” gibi somut deliller eksik.• Şirketler, “iş yükü sınırlamaları”, “kullanım politikaları” gibi hukuki sigortalar koyma ni yeteneği olduğunu savunur.• Teknoloji altyapısını devletin kullanımı istismar edebilir, ama bu her zaman teknolojiyi yapan şirketlerin doğrudan kontrolünde olmaz.

Sonuç Önerisi

Geleneksel ve ileri görüşlü bir gözle bakarsak — evet, Nimbus hem “devlet modernizasyonu” hem de “teknoloji firmalarının savaş alanına müdahalesinin somut örneği” olma potansiyelini bir arada taşıyan hibrit bir projedir.

  • Nimbus’un ilk kurulma amacı, devlet kurumlarının dijital altyapısını yükseltmek, verileri yönetmek, bilgi sistemlerini tekleştirmek ve verimliliği artırmak olabilir. Bu masum bir hedef değildir; pek çok devlet aslında benzer projelere ihtiyaç duyar.
  • Ama proje yapısı, sözleşme hükümleri, uyarlanmış hizmet şartları ve “zorunlu müşteri” gibi düzenlemeler — bunlar kritik noktalardır. Bu hükümlerden biri ya da birkaçının amacını “askeri/savunma uygulamaları kolaylığı sağlamak” olarak belirlemek mümkündür.
  • Ayrıca, teknoloji şirketlerinin kendi etik ilkeleri ile devlet anlaşmaları arasındaki gerilim, bu projede çok net ortaya çıkmaktadır: Google çalışanlarının itirazları, şirket içi belgelerde dile getirilen çekinceler bunu gösteriyor.
  • İsrail’in askeri liderliği tarafından dillendirilen “bulut / AI araçları savaşta avantaj sağlıyor” beyanları, Nimbus’un salt barışçıl kullanım iddialarını gölgeliyor.
  • En önemlisi: projeyi yapan şirketler, tek başına altyapı sağlarlar; altyapının nasıl kullanıldığı, yazılımların içeriği, komuta zincirleri, askeri strateji gibi unsurlar, doğrudan onların kontrolü dışındadır. Bu da “tech firmaları artık savaşın maliyetine doğrudan katılıyor” iddiasını tamamen doğrulamaz ama bu firmaları sorumluluğa muhatap hale getirir.


Share this content:

Bir yanıt verin