Yoklukla Seyir

İstersen “Allah”ı ötele, dünya âhıret yanmaların bitmesin; İstersen “yok”luğunun farkındalığıyla yaşa, Seyrin Allah olsun!

Burada kastedilen, Allah’ı hayatın merkezinden uzaklaştırırsan hem dünyada hem âhirette huzursuzluk, yanış ve sıkıntı bitmez demek.
Tasavvufta insanın kalbi, ilâhî zikrin merkezi kabul edilir. Kalpte Allah’tan başka şeylere yer açıldığında (mâsivâ), kişi dünyada ne elde ederse etsin içsel bir tatminsizlik içinde kalır. Âhirette de bu gafletin bedeli olur.

Yani Allah’ı öteler, gündeminden çıkarırsan hem dünya işlerin yanar hem âhiret işlerin.

2. “Yokluğunun farkındalığıyla yaşa”

Burada “yokluk” (fenâ), tasavvufun temel merhalelerinden biridir. Kul, varlığının hakikatte bir vehim olduğunu, kendi başına bir vücudu olmadığını idrak eder. Yani “Ben varım” iddiasından vazgeçip “Hak var” şuuruna geçer. Bu farkındalıkla yaşamak, kulun nefsini putlaştırmaktan kurtulması, her şeyi Allah’a nisbet etmesidir.

Böyle yaşayan kişi için ne dünyada ne âhirette “yanma” anlamında bir kayıp olur; çünkü zaten kendisini “hiç” görmektedir.

3. “Seyrin Allah olsun”

Seyir (suluk), tasavvufi yolculuktur. “Seyrin Allah olsun” demek, yolculuğun yalnızca Allah’a doğru olsun, gözün başka şeylere takılmasın demektir. Burada hem şeriatın emirlerine bağlı bir yaşam hem de marifet boyutunda kalbi Allah’a yöneltme kastedilir.

Genel Tasavvufi Çerçeve

  • Ahmed Hulusi’nin metinlerinde sık geçen tema, “dışsal bir Tanrı” anlayışını aşmak, insanın varlığında Allah’ın isim ve sıfatlarını seyretmek üzerinedir.
  • Bu söz de tam o çizgide:
    • Eğer Allah’ı dışarıya iter, O’nu kendi hayatının dışında sanırsan, hiçbir yerde sükûn bulamazsın.
    • Eğer kendi yokluğunu idrak eder, benliğini eritip Allah’ın varlığını görürsen seyrin doğru olur.

Özet

Metin aslında bir tercih sunuyor:

Ya da benliğinin yokluğunu fark ederek seyrini Allah’a çevirir ve hakiki huzura erersin.

Ya Allah’ı öteler ve hem dünyada hem âhirette “yanmalar” (acı, sıkıntı, kayıp) yaşarsın,

Share this content:

Bir yanıt verin